Konu kenevir olduğu zaman tartışmanın iki bakış açısı vardir, bunlardan biri, kenevirin son derece zararlı ve tehlikeli bir bitki olduğunu savunan felaket tellallarıdır. Diğer tarafta ise, kenevirin hiçbir zararı olmadığını, hemen hemen her hastalığa iyi geldiğini savunan kenevir amigoları bulunmaktadır. Bu ikisinin ortasında genellikle göz ardı edilen kısım ise gerçeklerdir.

Kenevir hakkında söyleyebileceğim ilk şey, kenevir hakkında aslında zannedildiği kadar çok şey bilmememizdir, en azından bilimsel açıdan. Bunun için 1970’lerin Federal Amerikan Yönetimini suçlayabilirsiniz. Daha önce pek çok kez bahsettiğimiz üzere Nixon yönetimi, keneviri, eroin ve metamfetamin ile birlikte birinci dereceden (Schedule 1) yasaklı bir madde olarak sınıflandırmıştır. Birinci dereceden yasa dışı olan maddelerin genellikle HİÇBİR tıbbi kullanım değeri yoktur.

Bu yüzden kenevir ile ilgili araştırma yapmak, zannettiğinizden daha zordur (Hollanda ve İsrail neden kenevir araştırmalarında diğer ülkelerden ileride? Bir dusunun..). Günümüzde Amerika’da sadece tek bir tesiste, Missisipi Üniversitesi’nde, araştırma amaçlı kullanmak için kenevir yetiştirilmektedir. Bilim insanlari bu izni almak için epey bürokratik engellerle uğraşmış ve başarılı olmuşlardır.

Amerika’nın bilimsel camiasından bu kadar az bilimsel analiz gelirken, Federal hükümet, kenevir konusunda kurumsal söz sahibi tek kuruluş haline gelmiştir ve federal hükümet neredeyse nesillerdir politik sebepler uğruna kenevir hakkında atıp tutmaktadır.

Bu olayların başlangıcı için “uyuşturucu ile mücadele nasıl başladı” adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Uzun bir süredir birçok politikacı ve basın-yayın organi Nixon’un kenevir karşıtı söylemlerini tekrarlamaktadır. Zaman geçtikçe insanlar hükümetin görüşünün pek doğru olmayıp, abartılmış olduğunu fark etmeye başladı. Bu farkındalığın oluşmasında sayısız sebep vardır, bunlardan en büyüğü pek çok Amerikalının kenevir denemesidir. Bu deneyimin sonrasında pek çok Amerikalı söylenilenlerin aksine ne gözü dönmüş bir suçlu haline geldiklerini, ne öldüklerini, ne  de akıllarını kaybettiklerini fark etmişlerdir. Bunu takiben de neden kenevir kullanan insanları yakalamak, yargılamak veya tutuklamak için bu kadar para harcıyoruz diye sorgulamaya başlamışlardır.

“2015 yılında Amerika’da 574,641 kişi kişisel kullanıma yetecek küçük miktarda kenevir bulundurmak sebebiyle tutuklanmıştır.”

2013’te yapılan bir anket Amerikalıların %72’si hükümetin kenevir yasalarının yaptırımları için uyguladığı çabanın değerinden daha fazla olduğunu göstermiştir. Üstelik, Tıbbi Kenevir hareketi, başta kemoterapi alan kanser vakaları ve kronik ağrı olmak üzere hatırı sayılır miktarda insana yardımcı olmuşken…

Kısaca kenevirin yasallaşması için olan destek hızla büyüyor.

Yapılan bir çalışmayı ele alalım, “Kısa bir kenevir tarihi” adlı kitabın yazarı John Hudak, kişinin kenevir kullanmasının, sık sık müzik dinlemesi ile doğru orantılı olduğunu göstermektedir. Hudak, kenevir ve müzik arasında uzun süreli bir ilişki olduğunu da belirtmektedir. 1920’lerde kenevir sarmalarına (cigaralık/joint) Jazz sigarası denmekteydi. Efsanevi müzisyen Louis Armstrong’un ünlü şarkısı “Muggles” da kenevir ile ilgilidir.

Her neyse, kenevir kullanımı, kabul gören, ana akımın bir parçası olmuşken acaba keneviri hak ettiğinden fazla mı övmekteyiz? Batı medyası (bizim memlekete henüz gelmedi) kenevir kullanım risklerini aklamakta mı? 1980’li yılların sonuna doğru Amerika’da yaklaşık 150 gazete kenevir karşıtı haberler yapmaktayken, 2016 yılında bu sayı 30-40 gazeteye düşmüştür. Hatta alanında dev olan New York Times bile kenevirin yasallaştırılmasını savunmuştur. Ricardo Baca, ana akım medyanın, Denver Post gazetesinin ilk kenevir ile ilgili kısmından sorumlu kişi olarak, medyanın yıllarca hükümet propagandaları tarafından kandırıldığını ve kenevirin zararları ile ilgili haberler yaptığını söylemektedir, günümüzde haberlerin biraz daha dengeli olduğunu savunan Baca, medyanın  düzeltme konusunda biraz aşırıya kaçtığını söylemektedir. Vice, Huffinton Post ve Buzzfeed gibi platformların kenevir dostu yayınlar yapması da buna bir örnektir.

Halen daha kenevir ile ilgili uzun süreli çalışma mevcut değildir. Ocak 2017’de yapılmış en büyük akademik derleme, “yetersiz kesin kanıtın olmaması, kenevir kullanımının sağlık açısından etkisi için yetersiz bilgiye yol açmıştır.”  Bu uyarının farkına vararak şunu belirtmek gerekir ki düzenli olarak kenevir tüttürülmesi (sigara formunda) solunum sıkıntıları ile ilişkilendirilmiştir. Bu derleme son söz olarak daha fazla detaylı incelemeye ve sistematik çalışmaya ihtiyaç olduğu ile noktalamıştır, çünkü bu çalışmaların yokluğunda insanlar anektodsal kanıtlara dönmektedir.

Ünlü bir CNN belgeseli Epilepsi hastalığından mustarip küçük bir kızın hayatının kenevir sayesinde nasıl kurtarıldığını gösterirken, Denver Post gazetesindeki bir yazı dizisi kenevirin pek çok epileptik kişiye sahte umut verdiğini ve yardımcı olmadığını yazmıştır.  Pek çok insan Colorado’ya taşınıp yasal tıbbi kenevire erişip yardım almak için Amerika’nın bir ucundan diğer ucuna göç etmiştir ve bu kişilerden bazıları hayal ettikleri etkiyi bulamamıştır.

Hazır anektodsal kanıtlardan bahsederken, Youtube videolarını da biraz konuşalım. Yapılan bir araştırma Youtube’da psikoaktif kenevir yağı (CBD yağı ile aynı şey değil!) ile yapılan yiyecek tarifleri hakkında, doğru porsiyon boyutlarından ve dolayısıyla yaratacağı etkilerle ilgili yetersiz bilgi içerdiği saptanmıştır. Bu da, kişilerde istenmeyen tepkimelere yani THC’nin yan etkileri olan paranoya, kaygı, göğüs ağrısı ve benzeri durumlara yol açmaktadır.

Daha önce Blog’da alkol ve kenevirin zararlarını kıyaslamış ve kenevirin alkolden daha az zararlı olduğuna dair veriler sunmuştum, ilgili yazı için.  Alkol gerçekten keneviri kıyaslamak için ağır bir madde ve kenevirin alkolün yanında zararsız durmasının sebebi kenevirin masum olması değil, alkolün aslında çok tehlikeli bir madde olmasıdır. Ülkemizde alkollü sürüşün çok büyük bir problem olduğu ortadadır. Aynı şekilde, alkol bağımlılığının yok ettiği hayatlar görmek de mümkündür. Kenevirin mahvettiği hayatlar?(Kesinlikle sentetik uyuşturucular ve diğer maddelerden söz etmiyorum!) Kenevir kullanımından çok, kenevir kullanan kişilere yapılan muamele kullanıcıların hayatlarını mahvetmektedir. Düzenli olarak (haftada ikiden fazlası düzenli sayılır) alkol tüketen biri olarak alkol kullanmanın sağlığımı olumsuz yönde etkileyen taraflarının farkındayım. Tutucu biri değilim ve bana kalırsa herkes yaşamak istediği hayatı yaşamalıdır. Herhangi bir maddenin yasaklanması taraftarı da değilim, sağlığım için zararlı olan alışkanlıklarım var, alkol, sağlıksız beslenme vs. Genel olarak insanların başkalarına zarar vermedikçe ve yaptıkları eylemlerin sonuçlarını kabul edip, sağlıksız hayat tarzlarının aslında çok faydalı olduğunu düşünerek kendilerini kandırmamak koşuluyla istediklerini yapmaları konusunda özgür olmaları taraftarıyım.

Birkaç yıl önceki bir anket, Amerika’daki lise son sınıf öğrencilerinin %60’ı kenevirin hiçbir zararı olmadığını göstermiştir. Amerika’daki son sınıf öğrencilerinin %60’ı da yanılıyor. Erken yaşta kenevir kullanımı beyin gelişimini kötü yönde engelliyor, kenevir ile ilgili yığınla çalışma olmasa da bu konuyla ilgili çok kesin kanıtlar vardır.

Kişi kenevir kullanmak isterse, bu onun seçimidir. Fakat risklerin, bilimin ve bilimin olmadığı yerlerin farkında olmakta fayda vardır. Çünkü kişinin kendini kandırması, en kötü uyuşturucudur.