Kenevir dünya çapında en yaygın kullanılan ve en popüler yasadışı madde olarak bilinmektedir

Çoğu insan keneviri bir zarar kaynağı olarak görmemektedir.

Kenevirin genel kullanım amacı rahatlık ve öfori duygularına erişmek içindir, zararsız olduğu düşünüldüğü için birçok kişi kenevir denemiştir, bu kişilerin bazıları bu maddeyi nadiren kullanırken, bazıları ise birkaç yıl kullandıktan sonra bırakıyor. Bazı kişiler ise hiç bırakmayıp – tüm maddelerde olduğu gibi – ne kadar çok ve ne kadar uzun süre kullanırsa, çeşitli problemler  yaşaması da o kadar muhtemel hale geliyor.

Aynı durum, hatta daha kötüsü alkol, sigara ve fastfood için de geçerlidir.

Kenevir şimdi eskisinden daha mı sert?

Evet!

Kenevirin birçok özelliği son 20 yılda çok değişti.

Avrupa ve ABD’de kenevirin yaygın olarak kullanılmaya başlanan tür genellikle “skunk” veya “hydro” olarak adlandırılan güçlü bir kenevir çeşididir. Skunk’ın tam olarak ne olduğuna dair tartışmalar halen devam etse de, bahsedilen türün ortak özelliklerine baktığımız zaman bu tür reçineden veya bahçelerde yetişen çeşitlerden farklı olarak daha yüksek THC’ye (yaklaşık% 8-14) sahiptir. CBD denilen; psikoaktif olmayan, sakinleştirici ve rahatlatıcı kannabinoidin (kenevir kimyasalı) ise çok daha azını içermektedir. Reçine veya bahçe otu (outdoor) iki kimyasala da dengeli şekillerde (her biri yaklaşık% 2-4) sahiptir.

Neden mi böyle?

Çünkü bahçelerde kenevir yetiştirmek daha riskli.

Çünkü 12 ay yerine, 9 ay içinde ürünü hazırlayıp, paketlemek daha kazançlı.

Çünkü uzun süredir kimse bu maddenin üretimini denetlemedi, kullanılan gübreler, ışık çeşitleri vs.

Çünkü kenevir kullanacak insanlar daha fazla ve daha sert ve uzun sürecek bir “dalga” peşinde.

Çünkü hali hazırda illegal bişey yapıyorsanız paranızın karşılığında olabildiğince yüksek etki almak istersiniz.

Netflix’deki Explained belgesel serisinin kenevir bölümü bu konuyu çok güzel bir şekilde açıklamaktadır.

THC kaka, CBD cici mi?

Tam olarak değil.

THC gülme, öfori ve daha psikoaktif etkilere sahipken. CBD ise rahatlama, gevşeme ve sakinleştirici gibi özelliklere sahiptir.

Takip ettiğim projelerden biri CBD’den kaygı giderici ilaç yapmayı hedefliyor.

Tabii ki bu THC’nin işe yaramadığı ve zararlı olduğu manasına gelmiyor.

Kanser hastaları ve kenevir arasındaki bağ sık sık gündeme gelmektedir, uzmanlar THC’nin psikoaktif etkilerinin kişileri neşelendirmek, mide bulantısını gidermek, iştahını açmak, vb. özellikleri olduğunu gösterilmiştir.

Fakat, THC dozu ve CBD’ye kıyasla oranı fazla olduğu zaman kişide kısa vadede paranoyak düşünceler, panik, gerginlik gibi istenmeyen durumlar yaratabildiği gibi uzun vadede hafıza problemleri ve duygudurum bozuklukları da yaratabilir.

Yani problem THC de değil. Problem kullanım amaçları ve uçuk THC/CBD oranları.

Gelelim en büyük probleme…

Gelişmekte olan ergen beyini ve yüksek THC’ye sahip kenevir – Skunk…

Kenevir konusunda muhtemelen en endişeli kesim anne ve babalardır.

Anne ve babalar, bu kısım özellikle sizler için.

Öncelikle gençlerin/ergenlerin uyuşturucu veya uyaştrıcı madde deneme ihtimalleri, diğer yaş gruplarına kıyasla çok daha yüksektir. Bunda bir gariplik yok, bu dönemde alışık olunmayan hareketler sıkça görülür. Maddelere merak durum özellikle ergen erkekler için geçerlidir. Ergen erkekler macera arama ve dürtüsellik için madde denerken, ergen kızlarda ise bu durum genelde içselleştirilmiş sorunlarla başa çıkabilmek içindir. Bu yüzden ergen kızlarda ve kadınlarda madde kullanım problemleri daha ciddi ve sıkıntılıdır.

Kısacası, kızınız veya oğlunuz bu durumları yaşıyorsa sakin,anlayışlı ve olaylara karşı ayık olun 🙂

Konuyu dağıtmadan Skunka geri döneyim.

Ergenlikte bireyin beyni halen daha gelişim aşamasındadır, daha doğrusu tam gelişimini sağlayamamıştır ve bu da beyni maddelere karşı daha savunmasız yapıyor gibi görünmekte.

Madde demişken, bu grubun içinde alkol de var.

Bu konuda tabii ki net insan denekli klinik bir çalışma yok, yani hayatında hiç madde kullanmamış ergen bireyin düzenli şekilde kenevir/alkol tüketirken beyinleri vb. değerleri incelenmedi.

Etik koşulları göz önünde bulundurunca bunu yapmak zor olurdu zaten.

Fakat, skunk kullanan ergenlerin söylemlerine ve şikayetlerine bakarsak, uzun süreli ve yüksek miktarlarda skunk tüketiminin kişilerde hafıza, dikkat, odaklanma ve reaksiyon hızı gibi bilişsel performansta sıkıntılar yaşatırken, psikozumsu belirtiler de oluşturabiliyor. Psikoz derken sadece halüsinasyon değil, genel olarak kişinin düşünce ve duygularının yıpranıp, dışsal gerçeklikle temasın yitirilmesi kastedilir.  Psikolojik rahatsızlığı olan kişilerde, kenevir ilişkili problem yaşama olasılığının da daha yüksek olduğu söylenmiştir. Kenevir tüketimine yetişkinlikte başlayan kişiler, kullanım sıklıkları farketmeksizin gençler kadar şikayet ve negatif söylemde bulunmadıkları görülüyor.

Fakat, benim bu konuda iki şüphem var. Birincisi, bu kişilerin alkol kullanımlarının gözlemlenmediğidir. Belki kişi sadece kenevirden değil, alkol ve kenevirden dolayı bu psikozu yaşıyordur?

Diğer şüphem ise bu konuların nokta atışı yapılamayacak kadar flü olduğudur.

Kişinin nörokimyası, psikolojik geçmişi, kenevir kullanmadan önceki bilgi seviyesi, kenevir kullanılan ortam gibi bir sürü faktör iç içe geçer. Buna ilave olarak; tüketilen kenevirin içindeki CBD/THC oranı, kenevirin yetiştirildiği koşullar, yetişen kenevirin bakımının yapılması, kişinin skunk kullanma amacı, kişinin ne kadar hazır hissettiği vb. gibi hesaplanmayan bir çok faktör olduğunu düşünüyorum.

Kısacası, sıkıntının insanda olduğu kadar tüketilen kenevir türünde de olabileceğine inanıyorum.

Ne yapabiliriz?

Bağırarak söyleyebilirim ki bütün dünyanın sorunu kötü devlet politikaları ve uzmanları dinlememeleridir.

Kenevir, yasal ve denetleyebildiğimiz bir madde olsa gençlerin düşük THC’li kenevir içmesi iyi bir zarar azaltma uygulaması olabilirdi – ki ingiltere artık bunları e-sigara dükkanlarında satıyor. Ürünlerin üzerindeki THC/CBD/CBG oranlarına bir bakın bence.

Ama KKTC için böyle bir opsiyon yok, uzuuuuuuuun bir süre da olmayacak.

Peki  uzmanlar ne yapıyor?

Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgili ÇAĞDAŞ bir eğitim programı başladı mı? Aşırı dramatik 1-2 pankart, folklör, araba yarışı? Ne araba yarışı mı? Evet, Uyuşturcu ile Mücadele Komisyonu, uyuşturucuların zararlarını anlatmak için (?) araba yarışı düzenliyor?

Liselerde ve (belki) ortaokullarda çağdaş bir eğitim programı Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun bir görevidir. Kendileri her ne kadar eğitim bakanlığına çağrıda bulunduklarını söyleseler de, bu konu yıllardır çözümsüz kalmakta ve araba yarışlarından daha büyük önem taşımaktadır.

Geçtiğimiz 5 yılda, hatta muhtemelen 10 yılda uyuşturucu maddeler ve çağdaş eğitim adına hiç bir adım atılmadı.  Burada sınıf sınıf gezip kenevirin zararlarını anlatmaktan, bağımlı kişilerin aşırı dramatik hikayelerini dillendirmekten bahsetmiyorum.

Kişilerin maddelerin etkilerini bilme ve zararlarını azaltma konularında etraflıca bilgilendirilmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Daha önceki yazılarımızda da söylediğimiz üzere, bir kişi bonzai ile keneviri eşit derecede zararlı görmesi, ilk defa kenevir kullanmak yerine çok rahat bir şekilde gidip bonzai kullanma ihtimalini arttırıyor.

Bu çok mu uçuk bir örnek? Böyle bişey olamaz mı?

Yetkili kişiler olarak bu bilgileri sunmadan uygulanmasını beklemek bence komik.

Ki bu ülkenin başarısız uyuşturucu politikaları altında yetişen bonzai bağımlılığından da haberiniz yok sanırım.

Okullarda halen daha bonzaiden yeterince bahsedildiğini de düşünmüyorum.

Sizce yukarıdaki maddelerden hangisi organik kenevir, hangisi ise sentetik kannabinoiddir?

Aklınızdan maddeleri yasaklamak mı geçti?

BM, ABD ve diğer ülkelerle birlikte bahçelerde yetişen keneviri yasaklayınca yüksek THC’li kenevir başımıza bela oldu. Kenevir konusunda yasaları daha da sıkınca bonzai hortladı – ki bu arada bonsai, özellikle sokaklardaki  bonzai (ki bunun kimyagerler tarafından yapılanı da mevcuttur) kenevirden en az bir beş kat daha zararlıdır.

Hem yetişkinlerde, hem gençlerde, hem de ergenlerde.

Yukarıda da anlattığım üzere, maddeleri yasaklamak pek işimize yaramadı.

Daha da kötüsü gençleri yıllardır süregelen bu uyuşturucu ile mücadelenin etkilerinden koruyacak önlemler de almıyoruz.

Bir sonraki yazımda uyuşturucu ve uyarııcı kullanımında zarar azaltma uygulamalarına değineceğim.

Engindüşünün.