İnsanların yapmalarını söylediğimiz şeyin tersini yapmaları sizi çıldırtıyor mu?

Yetkili birine en erken zamanda bir rapora bakmasını hatırlat ve sürecin uzamasını izle.

Bir arkadaşını bir işi yapmaması konusunda ikna etmeye çalış ve işi nasıl yaptığını anlatmasını dinle.

Kıbrıs üstünden örnek vereceksek, Cyprus Brandy’i (31) yasakla ve bütün memleket her fırsatta kaçak Cyprus Brandy içsin.

Bu yazıda ters psikolojinin üç temel prensibini inceleyeceğiz, bu prensipler: reaktans,riband ve meraktır. Dikkatli değilseniz, her üçü de ön yargı kaynağı veya etkileyici bir silah olabilir.

  1. Reaktans: Yasak Meyve Her Zaman Daha Tatlıdır

Birisi sizi bir şey yapmaktan vazgeçirirse, genellikle özgürlüğünüzün tehdit altında olduğunu hissedersiniz, bu da söylenenin tam tersini yaparak seçiminizi  ve kontrolünüzü yeniden kazanmanız için sizi motive eder.

Yapılan araştırmalar, çocukların bir oyuncakla oynamaması için hafif baskı yerine şiddetli baskı uyguladıktan sonra oyuncakla daha çok ilgilenmeye başladığını gösteriyor. Buna ilave olarak çocuklarda ve yetişkinlerde, etiketler, ürünlerin açıkça onlara karşı uyarıda bulunmasına rağmen yağlı yiyeceklerin tadına bakma eğiliminde olduklarını göstermiştir (Bushman,1998).

1972 yılında KDriscoll, Davis ve Lipetz’in yaptığı çalışma (1972) Romeo ve Juliet etkisi için destek sunmaktadır: Ebeveynlerin romantik bir ilişkiye müdahale etmesi, çiftlerin sonraki yıllarda geliştirilen sevgisini daha güçlü hale getirdiği gözlemlendi.

Mark Twain’in bir zamanlar yazdığı gibi, “Adem insandı ama… Elmayı sadece elma için istemedi, elmayı yasak olduğu için istedi”

  1. Ribaund: ne yaparsan yap, beyaz ayıyı düşünme

Birisi bir şey hakkında düşünmemenizi söylerse, aklınızın bu düşünceye gitmesinin sinsi bir yolu vardır. Psikolog Daniel Wegner’in liderliğindeki bir çalışmada, insanlara beyaz ayıyı düşünmemeleri söylendi. Sonraki  5 dakikayı yüksek sesle düşünerek geçirdiler, akıllarına gelen her şeyi söylediler ve beyaz bir ayı hakkında konuştuklarında ya da düşündüklerinde bir zil çaldılar.

5 dakikalık baskılama süresi bittiğinde, işler daha da kötüleşti; bunu doğrudan bir beyaz ayı hakkında düşünmeye yönlendirilen insanlar kadar iki kat daha fazla düşündüler.

Bir düşünceyi bastırmaya çalıştığımızda, iki şey olur. Üretken etki, bilinçli olarak beyaz ayı içermeyen düşünceleri araştırmamızdır. Ters tepen etki ise, bilinçsizce başarısızlıkların gözlemlenmesidir. Aklımızın bir köşesindeki şüpheden ötürü, kutup ayısı olup olmadıklarını kanıtlama ihtimallerine karşın, soluk tüylü canlılardan gözümüzü ayırmıyoruz (Wegner, Schneider, Carter & White, 1987).

  1. Merak: İçinde ne var acaba…

Bir davranış yasak veya cesaret kırıcı olduğunda, ilgi çekici hale gelir. Chip ve Dan Heath’ın (2007) Made to Stick’te yazdığı üzere, “kaşımak zorunda olduğunuz bir kaşıntıya sahip olmak gibi.”

Örneğin, yapılan araştırmalar, etiketler tarafından uyarıldıkları zaman insanların şiddet içeren TV şovlarını izleme ve şiddet içeren video oyunları oynama olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Yasaklandıktan sonra daha popüler hale gelen kitapların da birçok örneği var. Çözülecek bir gizem söz konusu: Daha ne kadar kötü olabilir ki? Bugün internette dolaşmaya başladığınızda, bir yazarın, yazısını okumayı teşvik edeceğine dair kesin bir beklentiniz vardır. Öyleyse, bu yazımdaki başlık sizi bu beklentiyi ihlal ederek şaşırtmış olmalı.

Bu ters psikoloji ilkeleri bize karşı kullanılabilir. Bir araştırmada, psikologlar, 159 insana,  birine kasıtlı olarak tersini önererek bir şeyler yaptırmaya çalışıp çalışmadıklarını sordular. Katılımcıların üçte ikisinden fazlası ikna edici bir örnek oluşturdu ve nispeten az zorluk ve yüksek etkililik ile ters psikolojiyi ayda ortalama 1-2 kez kullandığını bildirdi. Hatta bir katılımcı, “Bir keresinde  arkadaşımın yeni kestirdiği saçı iyi olmamasına rağmen ona iyi olduğunu söyledim, genellikle benim görüşüme katılmıyor, bu yüzden saç kesimini değiştirdi ve bu da tam olarak olmasını istediğim bir şeydi” diye belirtti (Bijvank, Konijn, Bushman & Roelofsma, 2009).

Peki bu etik mi?  İnsanlar bize ya da fikirlerimize karşı dirençli olduklarında ve aslında düşüncelerimize gönülden değer vermelerinden ötürü(niyetimiz de iyiyse), kendi iyilikleri için onları farklı şekilde yönlendirmek kabul edilebilir bir davranıştır. Diğer kişiler ise anlamlı bir ilişkide şeffaflığın olduğuna hatta bunun varlığına ihtiyaç duyduğuna inanmaktadır. Niyetimiz konusunda birisine dürüst olamayacaksak, gerçekten o kişi ile ne  kadar bir bağımız vardır ki? Bu fenomeni farklı bir perspektiften değerlendirdiğimiz zaman ise “bazı eylemleri ve maddeleri yasaklamanın nasıl getirileri olur acaba?” diye düşünmemek elde değil…

​​Kaynakça

Bijvank, M. N., Konijn, E. A., Bushman, B. J., & Roelofsma, P. H. (2009). Age and violent-content labels make video games forbidden fruits for youth. Pediatrics, 123(3), 870-876.

Bushman, B. J. (1998). Effects of warning and information labels on consumption of full-fat, reduced-fat, and no-fat products. Journal of Applied Psychology, 83(1), 97.

Driscoll, R., Davis, K. E., & Lipetz, M. E. (1972). Parental interference and romantic love: The Romeo and Juliet effect. Journal of Personality and Social Psychology, 24(1), 1.

Heath, C., & Heath, D. (2007). Made to stick: Why some ideas survive and others die. Random House.

Wegner, D. M., Schneider, D. J., Carter, S. R., & White, T. L. (1987). Paradoxical effects of thought suppression. Journal of personality and social psychology, 53(1), 5.