Alkol ve tütün gibi maddelerin birey ve toplum için teşkil ettiği zararlar pek çok kişi tarafından bilinmektedir. Bu sebeple bu maddeler, vergi ve satın alma yaşı üzerindeki kısıtlamalar ile kontrol altına alınmıştır. Tüketimi eskiden yasal olan bazı maddeler ise Birleşmiş Milletler tarafından 1961 Narkotik Maddeler Sözleşmesi ve 1971 Psikotropik Maddeler Sözleşmesi altında sınıflandırılmıştır. Geçmiş yıllarda piyasaya sürülen mephedrone ve benzeri maddeler ise olası zararlarının yarattığı endişe ile yakın geçmişte yasadışı maddeler sınıfına eklenmiştir.

Pek çok kişi bütün uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin zararlarının eşit olmadığının farkındadır: Mesela, eroinin, hint kenevirine kıyasla çok daha zararlı bir madde olduğu bilinmektedir. Bunun sebebi devletlerin, adli ve sosyal politikalarını zarar sınıflandırmasına göre hazırlamasıdır. Burada medyanın oynadığı rol yadırganamaz. Fakat, sağlık, polis ve sosyal hizmet alanlarındaki yasalara daha iyi yol gösterme amacı ile maddelerin teşkil ettiği zararlar daha detaylı bir biçimde incelenmelidir.

Metod

Maddelerin analizi iki evrede tamamlandı. İlk evre, 2009 yılında Birleşik Krallık Uyuşturucu Suistimali Konseyinin incelenecek maddelere ve kriterlere karar vermesi ile başladı. Yapılan çalışmada 20 farklı uyuşturucu ve uyarıcı maddenin, 16 kriter altında incelenmesi gerektiğine karar verildi. Bu kriterlerin dokuzu kullanıcıya olan zarara, yedisi ise diğer kişilere olan zarara ilişkindi. Konseyin karar verdiği 16 kriter 1.Figürde görülebilir.

Bazı kriterler diğer kriterlerden daha önemli olmasından ötürü kriterler kendi içlerinde 0-100 arasında puanlandı. Örneğin, madde kaynaklı ölüm oranı, kullanıcıda oluşan fiziksel zararlarda en vahim görüldüğü için, bu kriter 100 olarak puanlandı. Madde ilişkili ölüm oranı ise ikinci en vahim görülüp 80 olarak puanlandı.

Figür 1′de önem derecesine göre sıralanmış kriterler görülebilir.

Figür 1: Konseyin karar verdiği  zarar kriterleri

 

Figür 1‘deki zarar kriterlerine örnekler:

Madde kaynaklı ölüm oranı: Aşırı doz kaynaklı ölüm.

Madde ilişkili ölüm oranı: Trafik kazası oranları, akciğer kanseri, HIV, intihar.

Madde kaynaklı hasar: Siroz, felç, inme, kardiyomiyopati, mide ülseri.

Madde ilişkili hasar: Kendine zarar vermek, kan yoluyla bulaşan virüsler, amfizem, istenmeyen cinsel aktivite ve sonuçları.

Madde kaynaklı zihinsel işlev zayıflaması: Amfetamin-sebepli psikoz, ketamin sarhoşluğu.

Madde ilişkili zihinsel işlev zayıflaması: Endişe, depresyon.

Maddi kayıplar: Maaş, ev, iş, eğitimsel başarı, sabıka kaydı, hapis cezası.

İlişki kayıpları: Direkt ve dolaylı olarak arkadaş, aile ve sevgili kayıpları.

Hasar: Şiddet, trafik kazası, fetüs zararı, kan yoluyla bulaşan virüsler.

Çevresel hasar: Amfetamin fabrikalarının zehirli atıkları, atılan kullanılmış iğneler.

Ailevi sıkıntılar: Ailede parçalanmalar, ekonomik refah, çocuk ihmali, çocukların gelecekten beklentileri.

Uluslararası hasar: Uluslararası suç, yeni marketler yaratılması, ülkelerin istikrarsızlaştırılması.

Ekonomik maliyet: Direkt maliyetler (sağlık sistemi, polis, hapis, sosyal servis, gümrük, sigorta, suç) ve dolaylı maliyetler (yaratıcılık kaybı, devamsızlık).

Toplumsal huzursuzluk:  Maddenin toplumun birliğini bozması ve saygınlığını azaltması.

 

2010 yılında Bağımsız Uyuşturucu Bilimi Komitesi adı altında toplanan uyuşturucu araştırmacıları ve devlet görevlileri  kararlaştırılmış 20 maddeyi, daha önce geliştirilmiş kriterler doğrultusunda  değerlendirdi. Araştırmacılar; uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin, kişisel ve sosyal zararlarında engin tecrübeye sahip kişiler olmalarına ilaveten, bağımlılık üzerine araştırma tecrübeleri de mevcuttu. Araştırmacılar gruplara ayrılıp 20 maddeyi sunulan kriterler doğrultusunda 0-100 arasında puanlayarak değerlendirildi. Değerlendirmeler yapılırken  tıbbi kurumlardan elde edilen madde kaynaklı ölüm/hasar raporları ve devlet kurumlarından elde edilen belgeler de incelenmeye alındı.

 

Puanlamanın sonuçları Figür 2’de görülebilir.

 

Sonuçlar

Figür 2: Oylamanın neticesinde ortaya çıkan madde değerlendirmesi

Profesör David Nutt önderliğinde yapılan bu araştırmada alkolün, bireysel ve toplumsal düzeyde eroin ve sentetik kokainden (crack) daha zararlı bir madde olduğu saptanmıştır. Bağımsız bilim komitesinin uyuşturucu maddeler ile ilgili yaptığı çalışmaya göre kokain ve tütünün bireysel/toplumsal açıdan neredeyse eşit derecede zararlı olduğu iddia edilirken, ekstazi ve LSD’ nin ise en az zarar veren maddeler arasında olduğu görülmüştür.

Sonuçlar, Birleşik Krallık hükümetinin köklü uyuşturucu sınıflandırma sistemi ile ters düşüyor. Ayrıca alkolün zararları konusunda yapılan uyarılara ise destek sağlıyor.

“Bulgularımız daha önce Birleşik Krallık ve Hollanda’da yapılan çalışmaları destekler nitelikte, mevcut uyuşturucu sınıflandırma sisteminin zarar kanıtları ile pek bir bağlantısı yok” diyor Nutt. Nutt’ın BBC’ye verdiği demeçte alkolün yaygın olarak kullanılmasından ötürü bu denli yüksek puanlanmış olabileceğinden bahsediyor.

“Sentetik kokain, alkolden daha fazla bağımlılık yapan bir madde. Fakat alkol yaygın olarak tüketildiğinden dolayı, yüzlerce, hatta binlerce kişi her gün alkol tüketmek için can atmakta”

Alkol, toplum ve batı kültürü tarafından kabul gören bir madde, almak için ise herhangi bir markete gitmeniz ve 18 yaşının üstünde olmanız yeterli, ücret bakımından ise her bütçeye uygun bir alternatifi mevcut. Birçok sektör insanları alkol kullanmaya, yer yer ise kullanımı suistimal etmeye teşvik ediyor.  Nutt, alkol ve tütün gibi maddelerin topluma, iş ve vergi gibi alanlarda ticari fayda sağladığı ve bunun da toplumsal zararı dengelediği iddia edilse de, bu dengelemeyi ölçmenin pek kolay olmadığını söylüyor. Ayrıca, bir maddenin zararının yasal statüsünden ve ulaşılabilirliğinden etkilendiğini ve bu etkinin ise ülkeden ülkeye değişiklik göstermesinden dolayı sonuçların evrensel olmadığına değiniliyor.

Yayınlanan makalede, uyuşturucuların sadece zararlarının değerlendirildiğinin ve bunun da puanlamayı etkilediği iddia edilmekte. “Maddenin kullanıcıya en azından başlangıçta pozitif bir etkisi olmuştur, zira olmasa kimse madde kullanmazdı. Fakat bu pozitif etkiler, zamanla tolerans ve yoksunluk ile azalma gösterebiliyor” diyor Nutt. Buna ek olarak, birden fazla uyuşturucunun aynı anda kullanıldığı senaryoların değerlendirmeye alınmadığından bahsediyor.

Nutt, makaleyi bitirmeden toplumsal ve bireysel zararları birbirinden ayrı tutmanın önemini vurguluyor ve bu çalışmada düşük puanlanan maddelerin zararsız olmadığını, bütün maddelerin belirli koşullarda zararlı olabileceğini belirterek makaleyi sonlandırıyor.

Makalenin orjinali için:
http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(10)61462-6/abstract

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse Psilocybin mantarı  ve madde bağımlılığı ile ilgili yazılarıma göz atabilirsiniz