“Uyuşturucu ile mücadele” nin her zaman için geniş kapsamlı ve bazı zamanlarda da yıkıcı sonuçları olduğu kabul edilir. Bunlar arasında halk sağlığı krizleri, kitlesel hapsetme (hapis), yolsuzluk ve şiddet içeren davranışlar yer almaktadır. Bu yazı uyuşturucu ile mücadele hakkında daha önce bahsedilen noktaları derlemeyi hedeflemektedir.

Yasadışı madde kullanımıyla ilişkili halk sağlığı sorunları belki de bu yıkıcı sonuçlar arasında en çok üstünde durulması gereken noktadır. Bu olgunun başlıca sebebi ise uyuşturucu üretiminin ve kullanımının kontrol edilememesidir. Genellikle madde bağımlıları maddeler konusunda yeterli eğtime sahip değildirler, ayrıca erişim sıkıntılarından dolayı katkılı maddelere başvururlar veya bir şeyler ters gittiği zaman yeterince çabuk yardım alamazlar. Buna ek olarak, yeni psikoaktif maddeler (ilgili yazı için) sorun içerisinde sorun yaratmaktadır; sağlık kuruluşlarının bu maddelerin içerisinde ne olduğuna dair fikirleri yoktur, dolayısıyla maddelerin yaratacağı olumsuz durumlarla nasıl başa çıkacakları konusunda da yeterli verileri olmayabilir verilerinin olmama ihtimali söz konusudur.

Aslında, “uyuşturucu ile mücadele” konusunda sadece ülkemizde değil, uluslararası anlamda bir hoşnutsuzluk söz konusudur. Bu sebeptendir ki; özellikle de hafif tür uyuşturucu madde olarak sayılabilecek kenevirle ilgili olarak, rahatlatılmış uyuşturucu kanunları ile uğraşan ülkelerin sayısı gitgide artmaktadır. Bu kanunlar, eleştirmenlerin öngördüğü gibi, uyuşturucu kullanımında bir artışa neden olmamıştır[1]. Örneğin uyuşturucu kullanımına bağlı bütün suçları dekriminalize eden Portekiz’de, önemli mali tasarruflar, hapsedilmelerde azalma, halk sağlığında yapılan iyileştirmeler -özellikle HIV konusunda- ve uyuşturucu kullanımında önemli bir azalma görülmesi görmezden gelinmemesi gereken adımlardır [2]. Yaşadığımız coğrafyada da durmadan artış gösteren uyuşturucu suçları göz önünde bulundurulduğunda, mücadele anlamında alternatif yaklaşımları deneyen ülkelere ve bu yaklaşımların öncüsü olan uzmanlarla iletişime geçerek mevcut durumu değerlendirmemiz olumlu sonuçlar elde etmemizi sağlayabilir. Geçtiğimiz günlerde gece kulüpleriyle ilgili olarak düzenlenen, çalıştaya benzer bir etkinlik bu kapsamda da gerçekleştirilmeli, ilgili siyasiler, hukuk insanları, akademisyenler ve örgütlerden temsilciler mevcut durumu değerlendirerek, toplum ve ülke yararına olacak şekilde bu sorunu incelemeye koyulmalıdır.

​​

İngiltere’de bulunan Beckley Vakfı, madde politikalarının oluşturulmasını – yasal ve yasadışı maddeleri araştıran- bir eğitim ve araştırma vakfı olarak, tüm uyuşturucuları suç olmaktan çıkarma fikrini savunuyor. Bu düşünceye göre, kenevir, MDMA ve bazı psikedelik maddeleri yeniden değerlendirmek için gerekli bilimsel araştırmalar daha kolay bir şekilde yapılabilir ve belli psikolojik/psikiyatrik rahatsızlıklarda bu maddeler tedavi amaçlı kullanılabilir. Yani, bugün tutuklanmaya sebep olan maddelerin ileride psikoterapiyi destekleyen amaçlarlar kullanıldığına tanıklık edebiliriz. Dekriminalizasyondan sonra, en sık kullanılan, kenevir gibi düşük riskli yasadışı maddeler için sıkı bir şekilde düzenlenmiş ve vergilendirilen bir pazar yaratmak mümkündür. Örneğin, yakın tarihli Birleşmiş Milletler rakamları, afyonun küresel üretiminin (çoğunlukla eroin yapmak için kullanılan) 1998 ve 2009 yılları arasında neredeyse %80 oranında arttığını gösteriyor [3]. Bu arada, kokain pazarı önemli ölçüde küçüldü, artık sadece coğrafi olarak talebi karşılamaktadır. Bir on beş yıl kadar önce, kokainin Kuzey Amerika pazarı Avrupa’dakinin en az dört katıyken, şimdilerde bir dengelemeye tanık olmaktayız. Son tahminlere göre Avrupa kokain piyasasının değeri (33 milyar dolar) Kuzey Amerika pazarına neredeyse eşdeğer [4]. Yasadışı madde pazarları, dünyanın en büyük pazarlarından bir tanesi olmaya devam ettikçe, uyuşturucu maddeler, kötülük simgesi olarak kabul edildikçe ve kullanıcılar suçlu olarak ilan edildikçe, bu büyük pazar, suçluların kontrolü altında kalmaya mahkumdur. Tek çıkar yol devletlerin uyuşturucu maddelerle alakalı tüm sorumlulukları üstlenmeleri ve maddelerin kontrolünü organize suç mafyalarının ve küçük sokak şebekelerinin elinden almalarıdır.

Dünya genelindeki uyuşturucu politikaları, uluslararası hukuk çerçevesinde oluşturulan 1990’ların öncesinden kalma üç BM sözleşmesine dayanmaktadır. En son sözleşme olan 1988 BM Uyuşturucu ve Psikotropik Maddelerin Kaçakçılığı Sözleşmesi’dir. Bu Sözleşmede (BM üye devletlerinin büyük çoğunluğunu da içeren) bile taraflar, onaylanmış bilimsel ve tıbbi amaçlar dışında listelenen ilaçların üretim, dağıtım, satış, satın alma ve bulundurma suçlarını cezalandırmakla yükümlüdür.[6] Bu durum, milyonlarca insanın kişisel uyuşturucu kullanımından suçlu bulunmasından başka hiçbir işe yaramamıştır. Temel olarak bu modernize edilmemiş baskıcı yasadışı madde kanunları, maddelerin kendisinden çok daha fazla zarar yaratıyor. Yeni yaklaşımlara ihtiyacımız var, insan onuru ilkelerini koruyan kanunlara ihtiyacımız var; çünkü insanoğlu her daim uyuşturucu ve uyarıcı maddelere eğilimli olmuştur, milattan önce 3000 yılında bile İnka kabilesinin koka yaprakları çiğnemesi ve benzeri örnekler bu iddiayı desteklemektedir. Bunun önüne geçmenin pek mümkün olmadığı görülmüştür. Beckley vakfının yayınladığı bir çalışma yasal problemlerin kişilerin kenevir kullanımını bırakmalarında en etkisiz faktör olduğunu göstermiştir. Kişilerin madde kullanımını bırakmalarında en etkili sebepler ise motivasyon, ruh hali ve fiziksel sağlıklarına dair olan endişeleriydi. Hükumetler kullanıcıları ve bağımlıları kriminalize etmek yerine madde kullanım zararlarını azaltacak programlara ve psikolojik desteğe önem vermelidir.

​​

Kaynakça

  1. [1] Deborah, H., S. ve digerleri (2015) Medical marijuana laws and adolescent marijuana use in the USA from 1991 to 2014: results from annual, repeated cross-sectional surveys, The Lancet Psychiatry, 2(7), 601-608; Harper, S. ve diğerleri (2012) Do medical marijuana laws increase marijuana use? Ann Epidemiol, (22), 207–212; Lynne-Landsman, S., D. ve diğerleri (2013) Effects of state medical marijuana laws on adolescent marijuana use. Am J Public Health, (103), 1500–1506; Choo, E., K. ve diğerleri (2014), The impact of state medical marijuana legislation on adolescent marijuana use. J Adolesc Health, (55), 160–166

 

[2] Goncalvesa, R. ve diğerleri (2015), A social cost perspective in the wake of the Portuguese strategy for the fight against drugs, International Journal of Drug Policy (26), 207

 

[3] Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, Dünya Uyuşturucu Raporu 2011

 

[4] Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, Dünya Uyuşturucu Raporu 2011

 

[5] BBC News, Who’s Behind Mexico’s drug-related violance?, 10 Subat 2014: http://www.bbc.com/news/world-latin-america-10681249

 

[6] Birlesmis Milletler (1998), Uyuşturucu ve Psikotropik Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, Madde 3