Arap Yarımadası’nda Suudi Arabistan, Bahreyn, Ürdün ve BAE gibi ülkeler kenevir ziraatı ve kullanımına karşı ciddi yasaklara sahip (suça bağlı olarak idam cezası bile var). Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi (UNODC) bu ülkelerde nispeten düşük kullanım oranlarını rapor etmektedir.

Sonuç olarak, bölgede yüksek oranda tüketim ve yetiştirme ya da halihazırda devam eden kenevir yasalarının genel olarak hafifletilmesi nedeniyle, yasallaştırma için en gerçekçi aday olan sadece üç ülke var.

Mısır

Kenevir, Mısır’da yasadışı olsa da, Sina Yarımadası bölgesi, ülkenin o bölgeyi geçmişte kanun yaptırımları için bir odak noktası haline getiren kenevir çiftlikleriyle ünlüdür. İlçenin haşhaş ile uzun bir tarihe ve bölgedeki en yüksek tüketim oranlarına sahip olmasına rağmen, 18. yüzyılda Osmanlı devleti tarafından yasadışı ilan edildiği ve sonraki rejimler tarafından da sıcak bakılmadığı için yasallaştırmaya yönelik çağrılar az ve realiteden uzaktır.

2015 yılında, Kahire ve Giza Tütün Filoları Derneği yetkilileri, haşhaş ticaretin yasallaştırılması için çağrıda bulundular. Bu, potansiyel ekonomik yararı nedeniyle birkaç milletvekilinin desteklediği bir öneriydi.

Mısırlılar Meclisi, 100 milyonu aşkın sakininden oluşan bir ülkede, ülkenin 7 milyon esrar kullanıcısı olduğunu tahmin ederken, UNODC, Mısır’ı dünyanın top 30 esrar tüketen ülkesinde yer verdi.

Yine de, 2015’te yasallaştırma çabaları, hükümet yetkililerinin ve dini liderlerin tepkileri ile, yasa haline gelmek için gerekli olan traksiyonu elde edememiştir.​​

Lübnan

Bölgenin diğer kesimlerinde, çevre ülkelerdeki çatışmalar, kenevir yetiştiriciliğinde yasal bir gri alan yaratırken, yoksulluk kenevir tarımını bir yaşam biçimine dönüştürdü. BBC’nin 2016 raporuna göre, Lübnanlı kenevir çiftçileri, “kamu yollarının kenarındaki alanlarda açık bir şekilde kenevir yetiştirmekteydi”.

Lübnan’da kenevirin herhangi bir çeşidi yasadışı olmasına rağmen, ülkenin ideal ortamı ve Suriye’deki yakın savaş, yasa uygulama organları için keneviri düşük bir önceliğe itmiştir bu da kenevir yetiştiriciliğini çiftçiler için çekici bir meslek haline getirmiştir.

Son yıllarda Lübnan, çatışmanın keneviri karlı bir ürün haline getirdiği 1970’li yıllardaki 15 yıllık iç savaş sırasında yaşadığı kenevir patlamasını yansıtan top 5 esrar üreticisi listesinde yer verdi.

Israil

Ortadoğu’daki esrar yasallaştırması için en iyi senaryo, muhafazakar eğilimli Likud Partisi’nin eğlence amaçlı kullanımı suç olmaktan çıkarmak için çaba gösterdiği İsrail’di.

Tıbbi amaçlar için esrar 1990’lı yıllardan beri belirli koşullar için yasal olmuştur ve bu tarihten sonra, yeterlilik koşullarının listesi artmıştır ve ülke esrar araştırmasında bir dünya lideri haline gelmiştir.

İsrail, 1964’te ilk kez kenevirin psikoaktif bileşeni THC’yi keşfeden Raphael Mechoulam’ın ülkesi olarak da bilinir. Ülke şu anda 25.000’den fazla kayıtlı tıbbi esrar hastasına sahiptir ve sağkık bakanlığı, dünyanın dört bir yanından bilim adamlarını ve kenevir şirketlerini çeken kenevir araştırması için birçok farklı çalışma programına 2 milyon $ ‘dan fazla bütçe tahsis etmiştir.

Ancak en önemlisi, 2018 Mart ayında, İsrail milletvekilleri, kenevir kullanımını suç unsuru olmaktan çıkarmak için gerekli yasa tasarısının ilk taslağını oybirliğiyle onayladı.

Yeni yasaya göre, ilk defa suçlananlar 1000 dolar (3.600 Shekel) para cezasına çarptırılacak, ikinci kez suçlular için ceza iki katına çıkacak, üçüncü kez suçlular için bir rehabilitasyon programı sunulacak ve sadece bir dördüncü suç için hapis cezası getirilecekti.

Para cezalarından toplanan paralar, gelişmekte olan uyuşturucu tedavi programlarına ve hala yürürlükte kalabilecek olan uyuşturucu kaçakçılığı yasaklarının uygulanmasına yöneleceği belirtildi

Fakat İsrailli bir vatandaşa göre:

“Gazeteci kaynaklarının ne olduğunu bilmiyorum, fakat İsrail’de kenevirin decriminalize edilmesi gibi bir durum yok. Olan tek şey, sahte iddialardır. İktidar partisi ve polis, kamuoyuna oynamak ve politik değer kazanmak için bunu yapmaya çalışıyor.”​​

Komşularımızda neler olacağını bekleyip göreceğiz.

Peki Kuzey Kıbrıs’ta durum ne?

İlgili yazım için

Yazının orjinali için