Raphael Mechoulam, kenevir dünyasının öncülerindendir. 1987’de, İsrailli bilim adamı, kenevirin etkilerini araştırdı. “Gizemli bitki” hakkında bildiklerimizin çoğunu Mechoulam’a borçluyuz. THC’nin keşfinde “süpervizör” olduğu ve kenevirin beyindeki alıcılarının keşfedilmesinde oynadığı önemli rol sebebiyle ona karşı olan minnettarlığımız sonsuz.

Mechoulam’a kenevirin dünya çapında hızla büyüyen yasallaşması konusundaki düşünceleri sorulduğu zaman kıdemine yakışır bir cevap vermiş. Mechoulam kenevirin yararlarıyla ilgili en belirgin seslerden biri olmasına rağmen, kendisi kenevirin artan popülaritesinin, keyfi ve tıbbi kullanım arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmış olabileceğini düşünüyor. Mechoulam, Herb’e bir e-posta yollamış ve söz konusun postada “Bana göre, iki kullanım arasında belirgin bir ayrım olması gerekiyor” ifadelerini kullanmış.

Titiz bir bilim insanı olarak, “tıbbi marihuana” gibi terimler çok belirsiz oldukları için Mechoulam’ın ilgisini çekmiyor: “Bize kullanıcılar ve seviyeleri hakkında hiçbir şey söylenmiyor” diyor.

Mechoulam, veri, araştırma ve kanıtları tercih ediyor. Bu arada, Mechoulam’ın kenevire olan ilgisinin kültürel değil kimyasal olduğunu da yinelememiz lazım. Kenevir dünyasındaki birçok kişi çalışmalarını biliyor, ancak bilim adamının hiç kenevir kullanmadığı daha az bilinen bir gerçek.

Mechoulam, yasallaştırma hareketinin, “kenevir bilimi hakkında bir şeye işaret ettiğini” düşünmüyor, kendi alanında önceki yıllara kıyasla yapılan işin miktarı konusunda ise hevesli. Kenevire karşı olan olumsuz tavır, keneviri sadece kapalı kapılar ardında tutmakla kalmadı, aynı zamanda araştırma laboratuvarlarının da dışında tuttu. Mechoulam, “Klinik deneylere dayanan çok sınırlı klinik bilgiye sahibiz” diyor:

“Gelecek birkaç yıl boyunca, kannabinoid tıbbı için güçlü bir temel oluşturacak bu denemelerin sonuçlarını göreceğimizi umuyorum. Her durumda kannabinoidlerle yapılan muamele (karışımlar veya özler gibi saf) tıbbi bir sorun olarak görülmeli ve bu şekilde düzenlenmelidir. ”

Mechoulam, “Keyfi kenevir kullanımı sosyal bir konudur” diyor:

“Demokratik ülkelerde sosyal konulara genel nüfus tarafından karar verilir. Bu nedenle, tütün, yüksek alkol içerikli içecekler veya kumar gibi olgular, genel nüfusta büyük kişisel veya sosyal hasara yol açma potansiyeline rağmen yasaklanmaması gerektiğine inanıldığı için yasaldır. Bir ülkenin nüfusu, kenevirin herhangi bir gerçek veya varsayılan problemden bağımsız olarak yasal olması gerektiğine inanıyorsa yasallaştırılmalıdır. Bununla birlikte, bu yasal değişiklik tıbbi kullanıma dayanmamalıdır. Keyfi kenevir kullanımının modern tıpla alakası yok.”

Tibbi, keyfi ve ticari…

Günümüzde CBD ile ilgili de benzer bir durum mevcut. Instagram’da bana yöneltilen bir soruda söylediğim üzere, tıp ve keyif ötesinde, işin bir de reklam ve pazarlama boyutu var. Kenevirin etrafındaki popülariteden faydalanmak isteyen kişiler, keyif amaçlı kullanılabilecek veya hiç etkisi olmayan maddeleri CBD yağı, kenevir yağı şeklinde piyasaya sunuyor. Hatta ürünler daha da şişiriliyor ve ‘cold-pressed CBD yağı’ veya ‘tüm spektrumda aktif kenevir yağı’ adıyla satılıyor. Örneklendirecek olursak, bu maddeler, bir zamanlar popüler olan vücut geliştirme destekleyicileri (supplement) ile benzeşmektedir.

Kenevir konusunda ister yeşil dostu olun, isterseniz de felaket tellalı. Mechoulamin’ın yaptığı objektif değerlendirmeler, dünyayı daha güzel bir yer yapmayı hedefliyor.

Peki, siz neler yapıyorsunuz?