“Bir çocuk olarak kenevir tüttürdüm ve yetişkin hayatımın büyük bir kısmında genç bir insan olarak içtiğim sigaralardan çok farklı olmayan kötü bir alışkanlık olarak görüyorum” – 44. ABD başkanı Barrack Obama, bir röportaj esnasında bunları söyledikten sonra cümlesini “Alkolden daha tehlikeli olduğunu düşünmüyorum” diyerek bitiriyor.

 Bir önceki yazımda Kuzey Kıbrıs’ta uyuşturucu ile mücadeleden bahsetmiştim, yazıyı ilk etapta dekriminalizasyon ve sonrasında kenevirin yasallaştırması notuyla bitirmiştim. Bu yazıda ise kenevir ve alkolün zararlarını bilimsel bir perspektiften değerlendireceğim. İzleyeceğim perspektifin bilimsel olacak olması bu yazıyı oluşturan unsurlardan belki de en önemlisi. Çünkü alkol ve kenevire dair bilinenler arasında orantısızlık mevcuttur. Tabii ki amacım kenevir propagandası yapmak değil, fakat ortadaki bilimsel bulguları paylaşmak Engindüşün’ün esas misyonudur. Bir sonraki yazımda ise kenevire dair doğru bilinen yanlışlara değineceğim. 

Fakat bu iki madde karşılaştırmaya ne kadar uygun?  

Her ikisi de eğlence amaçlı olarak kullanılırken; yasallık statüleri ve kullanım şekilleri iki maddeyi karşılaştırmayı zorlaştırmaktadır. Buna ilave olarak, iki maddenin de kalbinizi, beyninizi ve davranışınızı nasıl etkilediğini ve yaratacakları potansiyel bağımlılık da dâhil olmak üzere hesaba katılacak düzinelerce faktör olduğunu unutmayın. Zaman da önemli bir faktördür – bazı etkiler hemen fark edilirken, diğerleri sadece aylar ya da yıllarca kullanıldıktan sonra ortaya çıkmaya başlarlar.

Alkol tüketimi de kenevir kullanımı da, hem kısa hem de uzun vadeli sağlık etkilerini göstererek vücut üzerinde birtakım hasara yol açabilir, ancak alkol, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre yılda 88.000 civarında ölümle bağlantılı olsa da, kenevir kullanımında böyle sonuçlar görmek daha zordur. Alkolün aksine, kronik kenevir kullanımının etkileri detaylıca araştırılmamıştır. Bunun sebebi kenevirin yasallık durumundan dolayı çalışmaların sayı olarak çok daha az olması ve bu çalışmaların çoğunun kenevirin akut etkilerine bakmasıdır, bu yüzden kenevirin uzun vadedeki etkileri alkol kadar net incelenmemiştir. 

Kısa Vadede Oluşacak Sağlık Sorunları ve Etkilerin Kıyaslanması 

Kenevir kalbi daha çok etkilerken, hafif alkol kullanımı kalp sağlığı için faydalı olabilir.

Kalp atış hızınızı yavaşlatan alkolün aksine, kenevir bunu hızlandırır, bu da kısa vadede kalbi olumsuz etkileyebilir. Yine de, Ocak ayında yayımlanan Ulusal Bilim Akademileri’nden kenevir hakkındaki en büyük rapor, kenevirin kalp krizi riskini artırabileceği fikrini desteklemek veya reddetmek için yeterli kanıt bulunamamıştır. 

Öte yandan, düşük ila orta derecede alkol tüketmiş  – günde yaklaşık bir kadeh içki – kalp krizi ve inme riskini azaltabilir. Alcohol Research UK’deki bir yönetmen olan James Nicholls, The Guardian’a verdiği demeçte, bu tür bulgulara şüpheyle yaklaşılması gerektiğini, “yoğun şekilde alkol tüketimi sonucu olarak alkolün koruyucu etkilerinin tamamen kaybolacağını” aktarıyor.

Çok fazla alkol almak kişiyi hızlıca öldürebilir. Alkol, tüketildiği kadar hızlı hazmedilemediği için, beyinde, kalp atışı ve solunumla ilgili yollar gibi hayatta kalmak için gerekli alanları kapatan bir alkol birikimine yol açabilir. 

“Tıkınırcasına alkol tükettikten beş dakika sonra ölebilirsiniz. Bu, kenevir ile mümkün değil” diyor Ruben Baler, Ulusal Uyuşturucu İstismarı Enstitüsü’nde bir sağlık bilimcisi  “Kenevir kullanımının etkisi çok daha hafiftir”. Tabii ki, kullanımın etkisinin hafif olması hiçbir tehlike olmadığı anlamına gelmez. ABD’de yılda 440.000 ölümle bağlantılı sigara da kullanım etkisi hafif bir madde olarak tanımlanmaktadır (Volkow et al.,2004). 

Volkow ve arkadaşları (2014), “Kenevir, kardiyovasküler sistemi etkiler, kalp atış hızını ve kan basıncını artırır, ancak bir kişi aşırı alkol tüketebililirken, kenevirde aşırı doza ulaşamaz” diyor. 

Her iki madde de sürüş sırasında risklere gebe olabilir, ancak alkol daha kötü görünmektedir.

Amerika’da, Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi tarafından yayınlanan bir araştırma notu, diğer faktörler için ayarlandığında, kanınızda tespit edilebilir miktarda THC (Kenevirdeki ana psikoaktif madde) bulunması durumunda kaza ihtimalinin artmadığını fakat kan-alkol düzeyi en az% 0,05 iken, bu riski% 575 oranında artırdığı görülmüştür. 

Yine de, iki maddeyi birleştirmek en kötü sonuçlara sebep olabilir gibi görünüyor.

2009 tarihli yazının yazarları Amerikan Bağımlılığı Dergisi’nde şöyle yazmıştır: “Hem alkol hem de kenevir etkisi altında araba kullanmaktan kaynaklanan risk, tek başına etki etme riskinden daha büyüktür.”  (Sewell, Poling & Sofuoglu, 2009).

 

Aşırı doz

Çoğu durumda, alkol tüketiminin hayati bir tehlikesi yoktur. Fakat alkol aşırı tüketildiğinde ölümcül olabilir. Centers for Disease Control’a (CDC/Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri), her yıl yaklaşık 88.000 alkol kaynaklı ölümün meydana geldiğini bildirmektedir. 

Alkol ile karşılaştırıldığında, kenevir kaynaklı ölüm sayısı neredeyse sıfırdır. Bir çalışma, kenevirdeki psikoaktif maddenin (THC) ölümcül dozunun 15 ila 70 gram arasında olabileceğini öne sürmüştür. Ne kadar marihuana olduğuna dair bir fikir edinebilmek için, tipik bir kenevir sarmasının yaklaşık yarım gram kenevir içerdiğini düşünün. Bu, kenevirde doz aşımı için günde 238 ila 1.113 sarma arasında kenevir tüketmeniz gerektiği anlamına gelir (Hall, 2015), ki bu da fiziksel olarak mümkün değildir.

 

Uzun Vadede Oluşacak Sağlık Sorunları ve Etkilerin Kıyaslanması

 

Ölüm oranları

CDC’ye göre 2014 yılında 30.700’den fazla Amerikalı alkol kaynaklı nedenlerden hayatlarını kaybetti (CDC, 2015). 

Bu rakam, alkollüyken yapılan trafik kazalarını veya cinayetleri içermemektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, bu ölümler dâhil edilseydi, sayı 90.000’e yakın olacaktı.

Amerika’daki Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi’ne göre, kenevirin aşırı kullanımı sonucu gerçekleşen ölüm bildirilmemiştir. Sadece kenevir kullanımından ölümle sonuçlanan sıfır vaka var. Bu istatistiksel sonucun fazlasıyla ciddiye alınması gerekmektedir çünkü bilindiği üzere sıfırla sonuçlanan bir statiktik çok ender karşılaşılan bir durumdur. 

Amerikan Halk Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan 65.000’den fazla Amerikalı içeren 17 yıllık bir çalışma, sağlıklı kenevir kullanıcılarının, kenevir kullanmayan sağlıklı insanlardan daha erken ölme ihtimalinin yüksek olmadığını ortaya koydu. (Sidney, Beck, Tekawa, Quesenberry & Friedman, 1997).

Her iki madde de hafızayı olumsuz etkiler – ama farklı şekillerde. Bu etkiler, yoğun, sık veya aşırı kullanıcılarda en yaygın olanıdır.

Hem kenevir, hem de alkol geçici olarak hafızayı bozar ve alkol, beynin anı oluşturmasını engelleyerek karartmalara (bilinç kaybına) neden olabilir. En şiddetli uzun vadeli etkiler, genç yaşlarda kullanmaya başlayan ağır, kronik veya aşırı kullanıcılarda görülür (Schoeler & Bhattacharyya, 2013; Vinader-Caerols, Duque, Montañés, & Monleón, 2017). 

Çalışmalar, bu etkilerin kenevir kullanımını durdurduktan birkaç hafta sonra devam edebileceğini bulmuşlardır. Genç yaşta kenevir kullanmaya başlayan yetişkinlerde günlük kenevir kullanımı ile daha zayıf sözel bellek arasında bir bağlantı da olabilir (Tapert, Schweinsburg & Brown, 2008).

Kronik alkol tüketen kişilerde bellek, dikkat ve planlamanın azalmasının yanı sıra duygusal süreçlerin ve sosyal bilişin bozulmasına da sebep olurlar – ve bunlar yıllarca süren perhizden sonra bile devam edebilir (Le Berre, Fama & Sullivan, 2017).

Alkol çeşitli kanser türleri ile ilişkilendirilmiştir; kenevirde ise bu ilişki yoktur.

Kasım ayında, Amerika’nın en iyi kanser doktorlarından oluşan bir grup, insanların daha az içmesini isteyen bir bildiri yayınladı. Alkol almanın –günde bir kadeh şarap ya da bira kadar az – hem pre – hem de post- menopozal meme kanseri gelişme riskini artırdığına dair güçlü kanıtlar sundular. ABD Sağlık Bakanlığı, alkolü kanserojen bir madde olarak listelediler. Ulusal Kanser Enstitüsü‘nün öne sürdüğü araştırmalar, daha fazla alkol tüketimi, özellikle de düzenli olarak ne kadar çok alkol tüketildiğinin, kanser gelişme riskini arttırdığını göstermektedir.

Kenevir için, bazı araştırmalar başlangıçta sigara içme ile akciğer kanseri arasında bir bağlantı olduğunu öne sürdü, ancak bu iddialar sonra çürütüldü. 2018 Ocak ayı raporu, kenevirin akciğer kanserine yakalanma riskine veya sigaraya bağlı baş ve boyun kanserleriyle ilişkisi olmadığını göstermiştir. 

Hatta medyanın bizlere yıllardır dayattığı “kenevir zehirdir” görüşünün aksine, kenevirin içerisindeki bazı maddelerin kanser hücrelerini yok ettiğini ileri suren bazı araştırmalar mevcuttur. Fakat bu araştırmalar henüz emekleme aşamasındadır, bir sonraki yazımda bu araştırmalara değineceğim.

Bazı çalışmalar, alkolü şiddete, özellikle aile içi şiddete bağlamaktadır. Bu bağlantı kenevir için bulunamamıştır.

Alkol içmenin ya da kenevir kullanmanın şiddete neden olup olmadığını söylemek imkânsızdır, ancak Cognitive, Affective ve Behavioral Neuroscience dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir analiz de dâhil olmak üzere birçok çalışma alkol ve şiddet içeren davranışlar arasında bir bağlantı olduğunu öne sürmektedir (Denson, Blundell, Schofield, Schira & Krämer, 2018). 

Ocak ayında yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar, iki sağlıklı alkollü içkinin, 50 sağlıklı yetişkin erkekte beyin fonksiyonunu nasıl etkilediğini görmek için fMRI taramalarını kullandılar. Ayık katılımcılarla karşılaştırıldığında, sarhoş olmuş katılımcıların, prefrontal kortekste, beyindeki ılımlı sosyal davranışla bağlantılı bir alandaki işleyişin azaldığı görülmüştür. Bu bulgu, alkolün şiddete bağlanmasıyla ilgili önceki araştırmalarla uyumludur. 

Alkolizm ve Uyuşturucu Bağımlılığı Ulusal Konseyi’ne göre, alkol, tüm şiddet içeren suçların %40’ında bir faktördür ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma, çiftlerin alkol tükettikleri günlerde zihinsel ve fiziksel istismar oranlarının daha yüksek olduğunu bulmuştur.

Öte yandan, kenevir için böyle bir ilişki mevcut değildir. Kenevir kullanımı ve partnerler arası şiddet üzerine yapılan bir araştırmada, kenevir kullanan çiftlerin evliliklerinin ilk 9 yılında kenevir tüketmeyenlere göre daha düşük şiddet oranına sahip oldukları bulunmuştur. Esasında, kenevir kullanan erkeklerin partnerlerine şiddet gösterme olasılığı, kenevir kullanmayanlara kıyasla çok daha azdır (Smith, Homish, Collins, Giovino, White & Leonard, 2014). 

Hamilelik

Hamileliğin ilk birkaç haftasında bile alkol kullanmak bebek üzerinde uzun süreli etkilere neden olabilir.  Hamilelik esnasında alkol tüketimi, fiziksel, davranışsal ve zihinsel engelli bir çocuk sahibi olma riskini yaratır- bunlara fetal alkol spektrum bozuklukları (FASD’ler) denir. CDC’ye göre, hamilelik sırasında tüketilmesi güvenli olan alkol miktarı yoktur. 

Fakat marihuana da güvenli olmayabilir. Çalışmalar, hamilelik sırasında alkol kullanımı ve düşük doğum ağırlığı arasında bir bağlantı olabileceğini göstermektedir. Hamilelik sırasında en yaygın olarak kullanılan yasadışı uyuşturucu olan marihuanaya rağmen, kenevir kullanımının etkisinin ne olduğunu söylemek zordur, çünkü bu konuda pek fazla çalışma mevcut değildir. 

Kenevir, alkolden daha az bağımlılık yapıyor gibi görünüyor.

Kenevir dünya çapında en yaygın kullanılan yasadışı madde olarak bilinmektedir – ancak araştırma, kullanıcıların nispeten küçük bir yüzdesinin bağımlı hale geldiğini göstermektedir.

1994’te yapılan bir ankete göre, Ulusal Uyuşturucu Bağımlılığı Enstitüsü’ndeki epidemiyologlar, uyuşturucu kullanımıyla ilgili 15 ila 64 yaş arası 8000’den fazla kişiyi inceledi. En az bir kere kenevir denemiş olanların yaklaşık % 9’u sonunda bir bağımlılık teşhisine uymaktadır. Alkol için, bu rakam yaklaşık %15 idi. Buna göre, kokain için bağımlılık oranı %17 iken, eroin %23 ve nikotin%32 idi. Öte yandan alkol bağımlılığı tedavisi en zor olan bağımlılıklardandır, çünkü alkol neredeyse kişinin gittiği her yerde karşısına çıkmaktadır ve alkolden uzak durmak oldukça zordur. 

Kenevir ve tütün

Son olarak, kenevirin genellikle sigara gibi içildiği için, bronşit, öksürük ve hava geçişlerinin kronik iltihaplanmasına neden olabileceğini söyledi. Bazı çalışmalar kenevirin tütünden daha az sonradan eklenen kimyasal içerdiği için yakılarak içilmesinin sigaradan daha zararsız olduğunu iddia etmektedir. 

Volkow ve arkadaşları (2014), sigara içiminin kenevir tüketimi ile ilişkisini incelerken ikilinin arasında karmaşık bir bağ olduğunu aktardı. Kenevir tüketenler, sigara tüketenlerden çok daha az tüketime meyillidirler. Kenevir kullanıcılarının çoğu haftada ortalama 2 veya 3 sarma (cigaralık/joint) tüketirken, düzenli sigara içen kişilerin ortalama günde en 10-19 sigara içtiği saptanmıştır. Ek olarak, uzun süreli kenevir kullanımını araştırmak isteyen araştırmacılar, düzenli olarak kenevir tüketen ancak sigara içmeyen kişileri bulmakta zorlandılar. Ayrıca, kenevirin yasadışılığı da bu alanda araştırmaları kısıtlamıştır.

 Yazıda sunulanlar göz önüne alındığında, alkolün etkileri kenevirden çok daha aşırı ve daha tehlikeli görünüyor.

 

Araştırma, bağımlılık profillerine ve kansere, araba kazalarına, şiddete ve obezite ile bağlantılı ölüm veya aşırı doz riskine gelince, kenevirin alkolden daha az sağlık riski yaratacağını düşündürmektedir.

 

Yine de, kenevirin büyük ölçüde yasadışı statüsü nedeniyle, tüm sağlık etkileri üzerinde uzun süreli çalışmalarda sınırlı kalmıştır – bu da daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

 

 

Kaynakça

Denson, T. F., Blundell, K. A., Schofield, T. P., Schira, M. M., & Krämer, U. M. (2018). The neural correlates of alcohol-related aggression. Cognitive, Affective, & Behavioral Neuroscience, 1-13.

Hall, W. (2015). What has research over the past two decades revealed about the adverse health effects of recreational cannabis use?. Addiction, 110(1), 19-35.

Le Berre, A. P., Fama, R., & Sullivan, E. V. (2017). Executive functions, memory, and social cognitive deficits and recovery in chronic alcoholism: A critical review to inform future research. Alcoholism: Clinical and Experimental Research.

Schoeler, T., & Bhattacharyya, S. (2013). The effect of cannabis use on memory function: an update. Substance abuse and rehabilitation, 4, 11-16.

Sewell, R. A., Poling, J., & Sofuoglu, M. (2009). The effect of cannabis compared with alcohol on driving. The American Journal on Addictions, 18(3), 185-193.

Sidney, S., Beck, J. E., Tekawa, I. S., Quesenberry, C. P., & Friedman, G. D. (1997). Marijuana use and mortality. American journal of public health, 87(4), 585-590.

Smith, P. H., Homish, G. G., Collins, R. L., Giovino, G. A., White, H. R., & Leonard, K. E. (2014). Couples’ marijuana use is inversely related to their intimate partner violence over the first 9 years of marriage. Psychology of addictive behaviors, 28(3), 734.

Tapert, S. F., Schweinsburg, A. D., & Brown, S. A. (2008). The influence of marijuana use on neurocognitive functioning in adolescents. Current drug abuse reviews, 1(1), 99-111.

Vinader-Caerols, C., Duque, A., Montañés, A., & Monleón, S. (2017). Blood alcohol concentration-related lower performance in immediate visual memory and working memory in adolescent binge drinkers. Frontiers in psychology, 8, 1720.

Volkow, N. D., Baler, R. D., Compton, W. M., & Weiss, S. R. (2014). Adverse health effects of marijuana use. New England Journal of Medicine, 370(23), 2219-2227.